hepsi grubu üyeleri, "çocuk grubu" olarak
nitelendirilmekten şikayetçi: "İlk çıktığımızda sonuçta çocuktuk. O
zaman bizim hitap ettiğimiz kesim de küçük kitleydi. Fakat o kitle şu
anda büyüdü. Bizimle birlikte onlar da olgunlaştı. Biz artık kariyer
sahibi, 23/24 yaşında genç kızlarız."
Yaşlarınız büyüyor, ama
hayran kitlenizin büyük çoğunluğu çocuklardan oluşuyor. Dolayısıyla
size "Çocuk grubu" diyenler de var. Bu durum sizleri rahatsız ediyor mu?
-
Eren: Çocukların bizi örnek alması çok büyük bir sorumluluk. Aileler de
bizi bir şekilde kabullendiler ve çocuklarının bizi sevmesi, onları
bizim konserlerimize getirmeleri çok önemli bir şey. Biz çocuk değiliz.
23, 24 yaşında genç kızlarız. Yalnızca çocukların bizi sevdiği, örnek
aldığı bir iş yapmaya çalışıyoruz. Aslında çok zor bir iş yapıyoruz.
-
Gülçin: Ben hiç rahatsız olmuyorum bu durumdan. Çocukları çok
seviyorum. Kendi içimde de hálá bir çocuk var. Oyuncakları ve renkli
giyinmeyi çok seviyorum. Ama tabii bir yandan da şov işi yapıyoruz. Bu
yüzden de çocukların bizi sevmesi çok normal. Daha müzikal bir iş
yapsak o zaman daha da geniş bir kitlemiz olurdu bence. Zaten ileride
yapmak istediğim başka idealler de var. Onlar sadece çocuklara hitap
eden şeyler değil.
- Yasemin: İlk çıktığımızda sonuçta
çocuktuk. O zaman bizim hitap ettiğimiz kesim de küçük kitleydi. Fakat
o kitle şu anda büyüdü. Bizimle birlikte onlar da olgunlaşıyor. Bizim
yaşımız gereği öğrendiğimiz şeyleri onlar da farklı şekilde
öğreniyorlar ve bizi örnek alıyorlar. Biz ne yaparsak onu yapıyorlar.
Mesela benim saç modelimi bile örnek alanlar vardı. Aileler için çok
önemli bunlar. Paralarını biriktirmeyi öğreniyorlar, bir amaçları
oluyor. Bizim bir kartpostalımızı almak için bile harçlıklarını
biriktiriyorlar. Kendi yaşlarına göre bir nevi sorumluluk alıyorlar.
-
Cemre: Aslında hiç yaş sınırımız yok. Sadece daha çok sesi çıkan bir
kesim küçükler. O yüzden sadece küçüklermiş gibi geliyor. Mesela benim
çoğu yaşıtım var. Özel üniversitelere konsere gittiğimiz zaman sanki
bizi bir yerden çıkartıyor ama tanımıyormuş gibi davrananlar oluyor.
Ama akşam dışarı çıktığımda, mekanda bizim şarkımız çaldığında da aynı
insanların bağıra bağıra söylediğini görüyorum. Bizim yaşıtlarımızın
pek hoşuna gitmediğimiz oluyor.
23-24 yaşında kendi parasını kazanan, kendi sözünü söyleyen biri olmak insana ekstra bir güven veriyor mu?
-
Cemre: Tabii ki. Vergi ödemek, "Elektrik faturası gecikirse ne olur"
diye endişelenmek, ev kirası... Milyon tane şey var. Mesela geçen gün
doğalgazı kesmeye geldiler. "Niye" dedim. "Önce kontrol ettirmeniz,
daha sonra kullanmanız gerekiyor" dediler. Benim yaşımda kaç kişinin
bundan haberi var. Tabii ki üzerimizde çok fazla sorumluluk var. Ev
geçindiriyoruz, vergilerimizi çok sıkı takip ediyoruz, her şeyden
haberimiz var. Benim birçok arkadaşım var ailesinin tuttuğu evde
kalıyor. Fakat ne kadar apartman aidatı ödediğini bile bilmiyor.
Bunların bilincindeyiz. Bu durumun verdiği güven sonucu en iyi
anlaştıklarım benden yaşça büyük insanlar...
- Eren: Tabii ki
veriyor. Ama biz çok erken yaşta çalışmaya başladık zaten. Biz ilk
olarak AKM Çocuk Balesi’nde daha 10 yaşındayken her hafta sonu çocuk
oyunuyla çıkıp yevmiye almaya başladık. Ortaokulda birikmiş dolarlarım
vardı benim ve tabii ki bunun verdiği özgüven bir de... Ortaokuldaki
bir kızın kendi istediğini gidip alması çok büyük bir özgürlük. Bir
şekilde hayata karşı daha farklı bir duruşun oluyor. Şu anda da artık
bu sanki çok normal. Hayatımın rutini gibi geliyor.
ERKEKLERİ EZİYORUZ
Erkeklerin pek özgüvenli kadınlardan hoşlanmadığı söylenir. İkili ilişkilerde bunun sıkıntısını yaşıyor musunuz?
-
Cemre: Kendileri bilirler. Hepimiz diyoruz ki; "Sete girerim, çalışmaya
başlarım. Sabah 9’da başlarım, gece 3’te çıkabilirim. Sen beni
aradığında cevap veremeyebilirim. Mesaj atarsın, 4 saat sonra cevap
verebilirim. Ya da bir turneye çıkarım, 28 gün dönmeyebilirim. Ben bu
şekilde yaşıyorum. Bu benim seçimim. Lüksüm deği,l bu benim
mecburiyetim." Dolayısıyla bunları kabul eden birilerini arıyoruz ama
yok ne yazık ki!
- Eren: Şu ana kadar hiç problem çıkarmadı. Belki de benim seçimlerimden dolayı. Özel hayatımdaki kişi
okula
bile gitse, kendi hayatında gerçekten sayılan, sevilen insan oluyor
hep. Hiç kimsenin bizim gibi olmasını beklemiyorum. Çünkü gerçekten biz
özel bir durumdayız. Türkiye genelinde bizim gibi toplasanız kaç insan
vardır. Başka dallarda da bizim yaşımızda çok önemli yerlere gelmiş
insanlar vardır. Ama tabii herkesten bunu beklemiyorum. Ben herkesi
olduğu gibi kabul eden bir insanım. Yanımdaki kişi benim gibi ya da
benden daha üstün olmalı gibi iddialarım yok. Çünkü ben öyle yaşayan ya
da öyle bir duruşu olan bir insan değilim. Karşımdakine bunu
hissettirmem. Karşımdaki kişi hálá okuyorsa aksine onu motive etmeye
yönelik davranıyorum.
- Gülçin: Biz nasıl kendi ayaklarımızın
üzerinde durmaya ve bir başarı elde etmeye çalışıyoruz, ben de
partnerimden aynı şeyleri beklerim. Tabii ki böyle partnerler seçmek
zorundayız. Ve öyle insanları da bulmak zor oluyor. Bir kere bir
erkeğin çocuk gibi olmaması gerekiyor.
- Yasemin: Bana kalırsa
erkekler bunun ezikliklerini yaşıyorlar karşımızda. Çünkü her zaman;
"Erkek daha güçlüdür, kariyeri, parası vardır, kendi ayakları üzerinde
durur" diye söylenir. Bizim yaşıtlarımızda bunlar pek olmuyor. Onlar
hálá okuyorlar ya da askerlik yapıyorlar. Biz ise çok küçük yaştan beri
çalıştığımız için bazı şeyler hayatımızda oturmuş. Düzenimiz var ve bir
gelirimiz var. Ve buna karşılık da söyleyecek sözlerimiz var. Bundan
dolayı erkekler kendi içlerinde savaştıkları için tepkilerini farklı
şekilde bize yansıtıyorlar.
Aşk konusunda mı yoksa iş konusunda mı daha tutkulusunuz?
-
Cemre: İş konusunda takıntılıyım yani. Büyük konuşmak istemiyorum. 2
yıl sonra; "Aman Allah’ım" diyebilirim. Ama şu an için öncelikli olan
işim. Zaten hayatımda biri olmadığı için belki de bu kadar rahat
konuşuyorum. Ama aşkım için de işimden vazgeçmem. Kendi kendime
planlarım var. 2010’da evlenmiş olacağım. Çünkü genç yaşta anne olmak
istiyorum.
- Eren: Ben çok duygusal bir insanım. Her zaman
disiplinliyimdir ama aşk konusunda çok duygusalım. Tutkuları yüksek
olan bir insanım, seçemem.
- Gülçin: Aslında ben şimdiye kadar
işim konusunda kimse için ödün vermedim. Her zaman idealist davrandım.
Hiçbir şey bunu değiştiremez ama şu anki önceliğim sanırım aşk!
-
Yasemin: İş konusunda çok çok daha tutkuluyum. Hiçbir şey önüne
geçemez. Çünkü bana; "Ya işin ya ben" diye geliniyorsa zaten o kişi
benim hayatımda olmasın. Bir yere gittiğimizde bazı şeyleri
karşılayabiliyorsak - ki ben bu yaşta karşılayabiliyorsam- demek ki çok
çalışmışım ve işim sayesinde yapabiliyorum bunu. O zaman onun konuşma
hakkı olmuyor. Susacak!
Aşk sizin için ne ifade ediyor?
-
Cemre: Boğazımda düğüm düğüm bir şey ifade ediyor son iki senedir. Hiç
mutlu bir şey ifade etmiyor ne yazık ki. Şimdi bana; "Aşık
olacakmışsın" deseniz çok korkarım. Mümkünse olmayayım! Kendimi bir
yıldır uzak tutuyorum. O yüzden de başıma gelmesin diye elimden geleni
yapıyorum. Hiç güzel bir iz bırakmadı bende. Çünkü normalde ben biraz
çakalımdır. Bir şeyler oldu mu hemen anlarım. Ama aşık olunca o kadar
saf oluyorum ki; o halimden hiç hoşlanmıyorum. (KÜFÜR ETMEK YASAK) gibi
ne deseler inanıyorum. O yüzden benden uzak olsun.
- Eren: Aşk
güzel bir şey ama aynı zamanda zor bence. Çünkü duyguların iyisinin de
kötüsünün de çok yoğun yaşandığı bir şey. Aslında aşkta bir aşırılık
var. Yoğun yaşandığı zaman zarar veriyor.
- Gülçin: Erkek arkadaşımı ifade ediyor. Aşk şu anda yaşadığım şey.
- Yasemin: Tek kelimeyle acı!
Bazen kadın bazen genç kız
Kendinizi genç bir kız gibi mi yoksa kadın gibi mi hissediyorsunuz?
-
Cemre: Ruh halim giydiğim kıyafete göre bile değişiyor. Belki de 23
yaşında olduğum için. Tabii ki çocuk değilim. Çocuk olmadığımın
farkındayım. Ama böyle çok olgun ve oturaklı bir kadın da değilim.
Gelip gidiyorlar bana. Biraz delilik var herhalde.
- Eren: Son
bir yıldır 24 yaşındaki bir genç kızın tatması gereken hayat
tecrübesini, edinmesi gereken deneyimleri tadına vararak sindire
sindire yaşamaya başladım. Sonra pişman olmak istemiyorum.
- Gülçin: Genç bir kadınım.
-
Yasemin: Genç kız gibi hissediyorum kendimi. Hiçbir zaman kadın gibi
göremedim. Bazen öyle olduğu anlar da oluyor. Aslında ruh halime göre
değişiyor.
HÜRRİYET GAZETESİ'NDEN ALINTIDIR
Çok güzel bir röportaj olmuş her zamanki gibi...